MALİ SİRKÜLER

 

SİRKÜLER

2013/1

 1 OCAK 2014 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ ASGARİ ÜCRET VE SGK PRİM TABAN VE TAVANI

Asgari Ücret Tutarı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti hem 16 yaşını doldurmuş, hem de 16 yalını doldurmamış olanlar için günlük 35,70 TL ve aylık 1.071 TL olarak belirlenmiştir.

Sigorta Primine Esas Kazancın Alt ve Üst Sınırı

Sigorta priminin belirlenmesine esas kazancın günlük alt sınırı, 16 yaşını doldurmuş olanlar için belirlenen aylık asgari ücretin otuzda biri olan 35,70 TL (aylık 1.071 TL) dir. Üst sınır ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katı (Günlük 232,05 TL ve aylık 6.961,50 TL) dir.

Günlük Kazancın Alt Sınırın Altında Olması

Günlük kazancın alt sınırın altında olması halinde, söz konusu kazanç hesaplaması alt sınır üzerinden yapılacaktır. Bu durumda kazanç ile alt sınır arasındaki tutara isabet eden primler işverence karşılanacaktır.



SİRKÜLER

2013/2

 1 OCAK 2014 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ

Asgari Ücret Tutarı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti 1.071 TL olarak belirlenmiştir. Bu tarihten sonra geçerli olacak asgari geçim indirimi de, söz konusu indirimin asgari ücrete endeksli olarak belirlenmesi nedeniyle değişmiştir.

Asgari Geçim İndirimi Tutarı

Belirlenen asgari ücret çerçevesinde 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari geçim indirimi tutarları aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİNİN HESAPLANMASINA İLİŞKİN TABLO

(Asgari ücret, 2013 yılı için aylık 1.071 TL yıllık 12.852 TL olarak dikkate alınmıştır)

 

 

 

MATRAH

İNDİRİM TUTARI (TL) [(3) X %15] (4)

AYLIK TUTAR (TL) [(4) / 12] (5)

ÜCRETLİNİN MEDENİ DURUMU

ORAN

ASGARİ ÜCRET BRÜT TUTARI (YILLIK TL)

(Yıllık Brüt Asgari Ücret X AGİ Oranı) (TL)

 

 

 

 

 

 

 

 

BEKAR

0,50

12.852

6.426,00

963,90

80,33

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN

0,60

12.852

7.711,20

1156,68

96,39

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 1 ÇOCUKLU

0,68

12.852

8.675,10

1301,27

108,44

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 2 ÇOCUKLU

0,75

12.852

9.639,00

1445,85

120,49

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 3 ÇOCUKLU

0,80

12.852

10.281,60

1542,24

128,52

EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN 4 ÇOCUKLU

0,85

12.852

10.924,20

1638,63

136,55

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN

0,50

12.852

6.426,00

963,90

80,33

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 1 ÇOCUKLU

0,58

12.852

7.389,90

1108,49

92,37

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 2 ÇOCUKLU

0,65

12.852

8.353,80

1253,07

104,42

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 3 ÇOCUKLU

0,70

12.852

8.996,40

1349,46

112,46

EVLİ EŞİ ÇALIŞAN 4 ÇOCUKLU

0,75

12.852

9.639,00

1445,85

120,49

 

Yukarıdaki tabloda, 1 Ocak 2014 yılından itibaren yararlanılacak asgari geçim indirimi tutarları yer almaktadır. Söz konusu indirimden 4 çocuktan daha fazlasına sahip kişilerin de yararlanması mümkündür. Ancak bu şekilde yararlanılacak tutar, asgari ücretten kesilen vergiden daha fazla olamayacaktır.

Asgari geçim indiriminin belirlenmesinde, evli olma, çocuk sayısı ya da eşin çalışması gibi durumlar dikkate alınmakta olup elde edilen gelir seviyesinin bir önemi bulunmamaktadır.

Yukarıda ifade edildiği üzere; ücretlinin elde ettiği indirim tutarı elde ettiği gelir üzerinden hesaplanan vergi ile sınırlıdır. Bu nedenle mahsup edilecek kısmın fazla olması nedeniyle her hangi bir iade söz konusu olmayacaktır.

 



MALİ SİRKÜLER

2014/3

 1 OCAK 2014 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK VERGİDEN MÜSTESNA ÇOCUK ZAMMI

 

Gelir Vergisi Kanununun 25/4’üncü maddesi uyarınca hizmet erbabına ödenecek çocuk zamları Devletçe verilen tutarları aşmamak kaydıyla gelir vergisinden müstesnadır.

Bilindiği üzere; 1.1.2011 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde iki çocuk sınırlaması olmaksızın tüm çocuklar için vergiden müstesna çocuk zammı verilebilecektir. Çocuk zammı uygulamasında, 72 inci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için söz konusu zam bir kat artırımlı olarak uygulanmaktadır.

Yapılan açıklamalar çerçevesinde; 01. 01. 2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere vergiden müstesna çocuk zammı 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklara ilişkin 38,50 TL, daha büyük çocuklara ilişkin 19,25 TL olarak uygulanacaktır.

 



MALİ SİRKÜLER

2014/4

1 OCAK 2014 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK KIDEM TAZMİNATI TAVANI

 

14.8.2013 tarih ve 28735 sayılı Resmi gazetede yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşmede kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarıyla ilgili bazı hükümler yer almaktadır.

Buna göre, söz konusu Toplu Sözleşmenin 7. maddesinde “2013 yılı Aralık ayı endeksinin 2013 yılı Haziran ayı endeksine göre altı aylık değişim oranının %3 ü aşması halinde, 5 inci maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında yer alan kat sayılar, sözleşme ücreti artış oranları ile ücret tavanları, söz konusu altı aylık veya on iki aylık dönemlere ilişkin enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 1 inden geçerli olmak üzere aşan kısım kadar artırılır.” hükmü yer almaktadır.

2013 yılı Tüketici Fiyatları endeksinde, 2013 yılı Haziran ayına göre %3,27 oranında artış gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, 01.01.2014 tarihinden itibaren geçerli olacak kıdem tazminatı tavanı 3.438,22 TL olmaktadır.

 

 


SİRKÜLER

  2014/5

Genel Bilgi

Gelir Vergisi Kanununda yer alan düzenlemeler uyarınca, kazancın elde edilmesi ile ilgili olması kaydıyla seyahat giderleri kazançtan indirilebilmektedir. Aynı Kanunun 24/2 nci maddesinde; kurumlar tarafından işle ilgili seyahat yapan görevlilere yemek ve yatmak giderlerine karşılık olarak verilen gündeliklerin vergiden müstesna olduğu belirtilmiştir. Ancak bu gündelikler, aynı aylık seviyesindeki devlet memurlarına verilen gündeliklerden fazla ise veya devletçe verilen gündeliklerin en yüksek haddini aşarsa, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. 

Yaygın uygulamaya göre, en yüksek devlet memuru Başbakanlık Müsteşarına verilen harcırah tutarına kadar yapılan ödemeler vergiden istisna harcırah tutarını göstermektedir.

  1. 1.   K.K.T.C.’ye Yapılan Seyahatlerde 2014 Yılında Vergiden İstisna Harcırah Tutarı

1.1.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; K.K.T.C.’ye yapılan seyahatlerde Başbakanlık Müsteşarına ödenen harcırah tutarının 124,10 TL olması nedeniyle, bu tutara kadar yapılan harcırah ödemeleri vergiden istisna olacaktır. Bu tutarın üzerinde bir ödeme yapılması halinde, aşan kısım net ücret olarak vergiye tabi olacaktır.

  1. 2.   2014 Yılında Vergiden Müstesna Olarak Ödenebilecek Yurt Dışı Harcırah Tutarları (K.K.T.C. Hariç)

Devlet memurlarına ödenmesi gereken harcırah tutarları Bakanlar Kurulu Kararına istinaden belirlenmektedir. Bu amaçla çıkarılan 2014/5832 sayılı B.K.K.’nın II numaralı sütununda Başbakanlık Müsteşarına yurt dışı seyahatlerde ödenmesi gereken harcırah tutarları gösterilmiştir. 2014 yılı için yapılan düzenlemede, 2013 yılında ödenen harcırah tutarlarında her hangi bir artırım yapılmamıştır.

  1. 3.   Uygulama Esasları

Yapılan açıklamalar çerçevesinde; özel sektör bünyesinde faaliyet gösteren firmalar personeline vergiden müstesna harcırah ödeyebilirler. B.K.K. ile belirlenen gündelikler ilk 10 gün için %50 oranında zamlı olarak ödenebilmektedir.

Yurt dışına gönderilen personelin harcamaları, gider belgesi getirilmesi suretiyle kayıtlara intikal ettirilebileceği gibi, yukarıdaki esaslar çerçevesinde harcırah hesaplanmak suretiyle de giderleştirilebilir.

Yurt dışı harcırah gündeliğine ilişkin vergiden müstesna olarak ödenebilecek tutarlar ekli tabloda yer almaktadır.

 

Ülke

Döviz Cinsi

Gündelik Tutarı

A.B.D.

ABD Doları

182

Almanya

EURO

164

Avustralya

A.Doları

283

Avusturya

EURO

166

Belçika

EURO

161

Danimarka

D.Kronu

1.238

Finlandiya

EURO

148

Fransa

EURO

160

Hollanda

EURO

156

İngiltere

Sterlin

115

İrlanda

EURO

155

İspanya

EURO

158

İsveç

İ.Kronu

1.359

İsviçre

İ.Frangı

283

İtalya

EURO

152

Japonya

J.Yeni

31.405

Kanada

K.Doları

244

Kuveyt

K.Dinarı

50

Lüksemburg

EURO

161

Norveç

N.Kronu

1.193

Portekiz

EURO

155

S.Arabistan

S.A.Riyali

617

Yunanistan

EURO

158

Kosova

EURO

123

Diğer AB Ülkeleri

EURO

127

Diğer Ülkeler (KKTC Hariç)

ABD Doları

157

 

 



 
SİRKÜLER

2014/6 

1. Yasal düzenleme

Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde yer alan gayrimenkul sermaye iratlarında istisna uygulamasında 1/1/2013 tarihinden sonra elde edilen hasılatlara uygulanmak üzere değişikliğe gidilmiştir.

2. İstisnanın uygulanması

Söz konusu maddeye göre, binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılında elde edilen hasılatın belli bir kısmının gelir vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi durumunda bu istisnadan yararlanılamayacaktır. Mükellefler, idarece herhangi bir tespit yapılmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya süresinde verdikleri beyannamede yer almayan mesken kira gelirlerini, pişmanlık ve ıslah hükümleri dahil olmak üzere kendiliklerinden süresinden sonra verecekleri beyanname ile beyan etmeleri halinde de söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir.

İstisna haddinin altında (2013 yılı için 3.200 TL) elde edilen mesken kira gelirleri, ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratları toplamının anılan Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı aşıp aşmadığına bakılmaksızın yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilmeyecektir.

3. İstisnadan Yararlanamayacak Olanlar

Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyannameyle bildirmek zorunda olanlar söz konusu istisnadan yararlanamayacaklardır.

Ayrıca istisna haddinin üzerinde gayrimenkul sermaye iradı hasılatı elde edenlerden, anılan Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarın (2013 yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere 94.000 TL) üzerinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenler söz konusu istisnadan yararlanamayacaklardır.

Mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik tutarın tespitinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratların, ayrı ayrı veya birlikte elde edilmesine bakılmaksızın, elde edilen kazanç ve iratların brüt tutarlarının toplamı dikkate alınacaktır.

4. Konuya İlişkin Örnek Olaylar

Maliye Bakanlığı konuya ilişkin uygulama esaslarını belirlemek üzere 286 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğini yayımlamıştır. Söz konusu Tebliğde yer alan örneklerle uygulamada karşılaşılabilecek hususlar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Açıklayıcı özellikte olmaları nedeniyle belirtilen örnekler Sirküler ekinde yer almaktadır.

ÖRNEKLER

Örnek 1- Bay (A), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 5.000 TL kira geliri ile birlikte tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 40.000 TL işyeri kira geliri ve 40.000 TL mevduat faizi elde etmiştir.

Bay (A)’nın elde ettiği kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağı, 2013 yılında elde edilen kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması şartıyla, beyan edilip edilmeyeceklerine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte mükellefin elde etmiş olduğu varsa ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayrisafi tutarları toplamının Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı aşıp aşmadığına bakılarak tespit olunacaktır.

Buna göre, Bay (A)’nın 2013 yılı içerisinde elde ettiği 5.000 TL’lik mesken kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması nedeniyle, istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağının tespitinde bu tutar da hesaplamaya katılacak olup, elde edilen tüm gelir (kazanç ve iratlar) toplamının da 94.000 TL’yi aşması durumunda istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Dolayısıyla, 2013 yılı içerisinde elde ettiği gelir toplamı (40.000 + 40.000 + 5.000 =) 85.000 TL, 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aşmadığından Bay (A)’nın elde ettiği kira geliri için istisna uygulanacaktır.

 Örnek  2- Bayan (B), 2013 yılında konut olarak kiraya verdiği dairesinden 95.000 TL kira geliri elde etmiştir.

Bayan (B)’nin elde ettiği konut kira geliri (95.000 TL), 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aştığından elde edilen kira geliri için istisna uygulanmayacaktır.

Örnek 3- Bay (C), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 4.000 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 16.000 TL işyeri kira geliri ve 75.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Elde edilen gelir toplamının (4.000 + 16.000 + 75.000 =) 95.000 TL, 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aşması nedeniyle, 4.000 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek 4- Bay (D), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 3.000 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 15.000 TL mevduat faiz geliri ve 72.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Bay (D)’nin elde etmiş olduğu kira geliri 2013 yılı bakımından öngörülen 3.200 TL’lik istisna haddinin altında kaldığından, bu gelirin istisnaya konu edilip edilmeyeceğinin tespiti bakımından mükellefin elde etmiş olduğu menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve ücret geliri toplamının Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı aşıp aşmadığına ayrıca bakılmayacaktır. Dolayısıyla Bay (D), elde etmiş olduğu söz konusu mesken kira geliri istisna tutarının altında kaldığından, bu gelir için beyanname vermeyecektir.

Örnek 5- Bayan (E), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 2.500 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 20.000 TL iş yeri kira geliri, birinci işverenden 45.000 TL, ikinci işverenden ise 30.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Bayan (E)’nin elde etmiş olduğu konut kira geliri 2013 yılı bakımından öngörülen 3.200 TL’lik istisna haddinin altında kaldığından, bu kira geliri yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilmeyecektir.

Örnek 6- Bay (F), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 5.000 TL kira geliri, ortağı olduğu anonim şirketten tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 100.000 TL kâr payı elde etmiştir.

Her ne kadar anonim şirketlerden elde edilen kâr payının yarısı Gelir Vergisi Kanununun 22 nci maddesine göre gelir vergisinden istisna olsa da bu tutarın tamamı mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik kıyaslamaya esas tutarın tespitinde dikkate alınacaktır. Buna göre elde edilen gelir toplamının, (100.000+5.000 =) 105.000 TL, 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aşması nedeniyle, 5.000 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek 7- Bayan (G), 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 5.000 TL kira geliri, birinci işverenden 20.000 TL, ikinci işverenden ise 15.000 TL ücret geliri ve gayrimenkul satışından kaynaklı 60.000 TL değer artış kazancı elde etmiştir.

Her ne kadar 2013 yılı bakımından gayrimenkul satışından elde edilen değer artış kazancının 9.400 TL’si Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesine göre gelir vergisinden istisna olsa da, mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik kıyaslamaya esas tutarın tespitinde istisna düşülmeden önceki tutarın tamamı dikkate alınacaktır. Buna göre elde edilen gelir toplamının, (5.000 + 20.000 + 15.000 + 60.000 =) 100.000 TL, 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aşması nedeniyle, 5.000 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek 8- Kamu kurumunda aylık brüt 4.490 TL maaşla çalışan Bay (H), 1/7/2013 tarihinde emekli olup, 60.140 TL emekli ikramiyesi almış ve kendisine 2.700 TL emekli aylığı bağlanmıştır. Ayrıca 2013 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 7.500 TL kira geliri elde etmiştir.

Bay (H)’nın elde ettiği kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağı, 2013 yılında elde edilen kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması şartıyla, beyan edilip edilmeyeceklerine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte mükellefin elde etmiş olduğu varsa ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayrisafi tutarları toplamının Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı aşıp aşmadığına bakılarak tespit olunacaktır.

Bay (H)’nın 2013 yılı içerisinde elde ettiği 7.500 TL’lik mesken kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması nedeniyle, istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağının tespitinde bu tutar da hesaplamaya katılacak olup, elde edilen tüm gelir (kazanç ve iratlar) toplamının da 94.000 TL’yi aşması durumunda istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Buna göre, 2013 yılı içerisinde elde ettiği gelir toplamı [(6 x 4.490) + 60.140 + (6 x 2.700) + 7.500 =] 110.780 TL, 2013 yılı bakımından Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için belirlenen tutarı (94.000 TL) aşması nedeniyle, 7.500 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.



SİRKÜLER

2014/7

Bilindiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

15.11.2013 tarih ve 28468 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’de Anonim ve Limited Şirketlerin sermayelerini asgari sermaye tutarlarına yükseltmelerine dair açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre; sermayeleri 50.000 TL’nin altında olan Anonim Şirketler ile 10.000 TL’nin altında olan Limited Şirketlerin sermayelerini bu tutarlara yükseltmeleri gerekmektedir. Sermayelerini belirlenen tutarlara yükseltmeyen Anonim ve Limited Şirketler infisah etmiş sayılacaklardır.



SİRKÜLER

2014/8

 1.   Genel Bilgi

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği 26 Nisan 2014 Tarihli ve 28983 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Tebliğin ile birlikte daha önce yayımlanan 1 ila 123 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri, bu Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

Söz konusu Tebliğde yer alan düzenlemelerden seyahat acentalarının faaliyetleri ile doğrudan ilgili olanlara dair açıklamalar aşağıda yer almaktadır.

2.   Yurt Dışına Düzenlenen Turlarda Verginin Konusu

 a.    Katma Değer Vergisi Uygulanacak Bedelin Tespiti

Türkiye’de yerleşik seyahat acentelerince organize edilerek yurt dışına düzenlenen turlara katılanlara, yurt dışında verilen yeme-içme, konaklama, ulaştırma, rehberlik, gezi, sağlık vb. hizmetler yurt dışında verildiğinden ve yolcular bu hizmetlerden yurt dışında yararlandığından, bu hizmetler Türkiye’de ayrıca KDV’ye tabi tutulmaz. Ancak, tur organizasyonuna katılanlara yurt içinde verilen hizmetler KDV’ye tabidir.

b.    Belgelendirme Şartı

Bu nedenle tur faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışından satın alınan hizmet bedellerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelenmesi koşuluyla, bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlara KDV uygulanmaz.

c.   Faturaların İçeriği

Seyahat acentesi tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilir. Ancak, KDV yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanır.

Diğer taraftan, yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşımacılık karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde, bu bedel 3065 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca KDV’den istisnadır.

d.    Örnek Olayla Konunun Açıklanması

(A) seyahat acentesinin Nisan/2013 döneminde düzenlediği tur faaliyetleri nedeniyle elde ettiği bedellerin toplamı 50.000 TL’dir. Firmanın bu seyahat sırasında müşterileri için yurt dışından satın aldığı konaklama, yeme-içme, rehberlik gibi hizmetlere ait giderler 213 sayılı Vergi Usul Kanununa uygun belgelerle tevsik edilmiştir. Bu tür giderler toplamı 15.000 TL, taşımacılığa ait bilet bedelleri toplamı ise 20.000 TL’dir. Bu işlemde,

15.000 + 20.000 = 35.000 TL KDV’ye tabi tutulmaz.

50.000 – 35.000 = 15.000 TL üzerinden ise KDV hesaplanır.

Ancak bu şekilde işlem yapılabilmesi için firmanın müşterilerine keseceği faturalarda; yurt dışında yapılan masraf tutarını ve taşımacılık bedelini ayrı ayrı göstermesi, kalan bedel üzerinden vergi hesaplaması gerekir.

3.  Hizmet İhracında İstisnanın Kapsamı

 a.    Hizmet İhracının Tanımı

3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV’den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

gerekir.

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye’de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.

Yurtdışındaki firmaların, Türkiye’ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye’de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye’de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV’ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.

b.   Konuya İlişkin Örnek Olay

Türkiye’de yerleşik olan ve seyahat acenteliği yapan (B) A.Ş., yurtdışında bulunan bir seyahat acentesinin gönderdiği turist grubuna konaklama, tur düzenleme ve yeme-içme hizmeti vermektedir. (B), söz konusu hizmeti karşılığında 25.000 TL almıştır. Türkiye’deki seyahat acentesi aldığı bu paranın 10.000 TL’lik kısmını, turist grubunun Türkiye’deki konaklama, yeme-içme gibi masraflarında kullanmıştır. Yaptığı bu masraflardan sonra kendisine 15.000 TL kalmıştır.

Bu durumda, (B), yabancı seyahat acentesine 15.000 TL’lik hizmette bulunmuş olup, bu hizmet KDV’den istisna olacaktır.

Ancak, (B) A.Ş. nin turist grubuna Türkiye’de verdiği yeme-içme, konaklama gibi hizmetlerden Türkiye’de faydalanıldığından, bu hizmetler KDV’ye tabidir.

Bu mükellefin, yabancı seyahat acentesine verdiği söz konusu hizmetlere ait düzenleyeceği faturada, vergiden istisna tutulan hizmet bedeli ile vergiye tabi tutulacak hizmet bedelini ayrı ayrı gösterebileceği gibi, bu hizmetler için ayrı ayrı fatura düzenlemesi de mümkündür. 

4. Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin İstisna

 a.    Kapsam

3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesinde, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Hizmetin liman ve hava meydanları işletmeleri yanında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından ifa edilmesinin istisna uygulaması açısından önemi bulunmamaktadır.

Bu hizmetlerin gemi ve yük sahibi firmaların acentelerine yapılması veya hizmetlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından gerçekleştirilmesi istisna uygulamasını etkilemez.

Bu kapsamda, KDV’den istisna olarak temin edilen hizmetlerin Türk acenteler tarafından araç ve yük sahiplerinin bağlı olduğu yabancı acentelere yansıtılması da KDV’den istisnadır.

b.   İstisnanın Uygulanacağı Aşama

Liman ve hava meydanlarında verilen hizmetlere ilişkin söz konusu istisna, tek aşamalıdır. Bu nedenle araç ve yük sahibi firmalara veya acentelerine doğrudan ilk safhadaki asıl yüklenici tarafından verilen ve fatura edilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir. Bu mükelleflerin istisna kapsamındaki hizmetlerle ilgili mal ve hizmet alımları ise genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir. Dolayısıyla, alt yükleniciler (taşeronlar) tarafından verilen ve asıl yükleniciye (ilk safhaya) fatura edilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilmez.

c.    İadeye İlişkin Hususlar

KDV uygulamasında bir işlemin hem tam istisna hem kısmi istisna kapsamına girmesi halinde bu işlem için öncelikli olarak tam istisnaya ilişkin usul ve esaslar uygulanmak suretiyle mükellefler indirim ve iade imkânından yararlandırılır.

Buna göre;

a) Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında verilen ve bu Tebliğin (II/B-1.2.1.) bölümünde belirtilen nitelikteki hizmetler, 3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesi kapsamında KDV’den istisnadır.

b) 3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesindeki istisna kapsamına girmeyen ve gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrüklü sahalarda verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ise Kanunun (17/4-o) maddesine göre KDV’den istisnadır.

c) Liman ve hava meydanlarında verilen hizmetin; 3065 sayılı Kanunun hem (13/b) hem de (17/4-o) maddesi kapsamında istisna olması halinde, bu hizmete ilişkin olarak Kanunun (13/b) maddesine göre işlem yapılır.

ç) Liman ve hava meydanlarında verilen ve 3065 sayılı Kanunda yer alan herhangi bir istisna hükmü kapsamına girmeyen hizmetler genel esaslara göre KDV’ye tabidir.

d.   Yolcu Servis Ücreti

Hava meydanı işleticisi kuruluşlar tarafından, “Yolcu Servis Ücreti” kapsamında yolculara verilen hizmetler, hava taşıma araçları için seyrüsefere ilişkin olarak verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetler kapsamında KDV’den müstesnadır. Bu istisna kapsamında havayolu şirketlerinin bilet bedelleri içinde yer alan yolcu servis ücretleri, bilete ilişkin KDV matrahına dâhil edilmez.

Ayrıca, “Yolcu Servis Ücreti” kapsamında verilen hizmetlere ilişkin tutarların hava yolu şirketlerince bilet bedellerine eklenmek suretiyle yolculardan tahsil edilip hava meydanı işleticisi kuruluşlara fatura karşılığında aktarılması, hizmet bedelinin tahsilini sağlamaya yönelik bir uygulamadır. Bu aktarma işlemi KDV’nin konusuna girmediğinden söz konusu faturalarda KDV hesaplanmaz.   

5. Seyahat Acentelerinin Geceleme Hizmetleri İçin Verdikleri Aracılık Hizmetleri

 a.    Uygulanacak Oran

Geceleme hizmetinin seyahat acenteleri aracılığıyla verilmesi halinde hizmeti veren konaklama tesisleri faturayı seyahat acentesine düzenleyebilmektedir. Bu durumda seyahat acenteleri hizmeti alan kişi veya kuruluşlara ayrıca bir hizmet faturası düzenlemektedir. 

2007/13033 sayılı Kararnamenin eki (II) sayılı listenin (B) bölümünün 25 inci sırasında parantez içi hüküm olarak, “1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanır.” ibaresi yer almaktadır. 

Buna göre, geceleme hizmet bedelinin seyahat acentesi tarafından hizmeti fiilen alan kişiye aktarılmasında, aktarılan geceleme hizmeti ve buna ilişkin komisyon toplamına (% 8) KDV oranı uygulanır.

Acentenin geceleme hizmetine aracılık karşılığında konaklama tesisine fatura düzenlemesi halinde bu faturada gösterilen bedel üzerinden de (% 8) KDV hesaplanır.

Ancak, acentelerin müşteriye düzenlediği faturada yer alan toplam tutarın, geceleme hizmeti ile buna ilişkin komisyon ücreti dışındaki kısmı ise genel oranda KDV’ye tabidir.

b.   Acentaların Aracılık Ettiği Konaklama Hizmetlerinde KDV İadesi

Seyahat acenteleri, geceleme hizmeti vermeyip bu hizmete aracılık etmektedirler. İndirimli oran uyguladıkları tutarlar, konaklama işletmesince müşteriye sunulan ve kendileri tarafından müşteriye aktarılan konaklama hizmet bedeli ile buna ilişkin aracılık hizmet bedelidir. Bu nedenle seyahat acentelerinin bu işlemlerle ilgili olarak 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında iade talebinde bulunmaları mümkün değildir.



SİRKÜLER 2014/9

E-Defter Geçiş Süreci

 

E-defter uygulamasının başlangıç zamanı ile ilgili olarak 67 seri nolu Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde açıklamalar yapılmıştır. Buna göre elektronik defter uygulamasına;

  • 2014 Aralık ayı içerisinde başvuranların 01.01.2015 tarihinden itibaren,
  • 2014 yılı içinde ancak Aralık 2014 ayından önce başvuranların en geç Aralık 2014 ayından başlamak üzere,

elektronik defter tutmaya başlamaları gerekmektedir.

Böylece hesap dönemi takvim yılı olan mükelleflere 2014 Aralık ayı içerisinde başvuru yapmaları halinde uygulamaya 01.01.2015 tarihinden itibaren başlama imkanı getirilmiştir.

Tüzel kişi mükelleflerin e-defter uygulamasından yararlanma şartlarından biri olan e-fatura uygulamasından yararlanma iznine sahip olmaları şartı 2 seri nolu Elektronik Defter Genel Tebliği ile kaldırılmıştır.

Ayrıca aynı Tebliğ ile, e-defter uygulamasından yararlanmaya ilişkin usul ve esasların, gelişen ve değişen ihtiyaçlara uygun, hızlı ve ikincil mevzuata ihtiyaç duyulmadan yapılabilmesi amacıyla başvuru sürecinin kılavuzlar aracılığıyla yürütülmesi sağlanmıştır. Bu konudaki kılavuzlara ihtiyaç duyulması halinde Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinden ulaşmak mümkündür.

Mükelleflerin, söz konusu kılavuzlarda yer alan hususlara riayet etmelerinin yerinde olacağının ve başvuruların elektronik ortamda yapılabilmesinin mümkün olduğunun ayrıca belirtilmesi gerekmektedir.



SİRKÜLER 2014/10

Yabancıların İkamet Tezkerelerinin Bedellerinin Yeniden Tespitine İlişkin Değerli Kağıtlar Tebliği Yayımlandı

Maliye Bakanlığı tarafından 10.04.2014 tarih ve 28968 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2014/1 sayılı Değerli Kağıtlar Kanunu Genel Tebliği ile 210 sayılı Kanuna ekli değerli kağıtlar tablosunda yer alan yabancılar için ikamet tezkerelerinin bedelleri, 11.04.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 50 TL olarak yeniden tespit edilmiştir.

Söz konusu Tebliğ aşağıda yer almaktadır.

 

10 Nisan 2014  PERŞEMBE

Resmî Gazete

Sayı : 28968

TEBLİĞ

Maliye Bakanlığından:

DEĞERLİ KAĞITLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SAYI: 2014/1)

Bilindiği üzere 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanununun 1 inci maddesinde;

“Bu Kanuna bağlı tabloda yazılı kağıtlar ve belgeler “değerli kağıt” sayılır.

Bu Kanunun kapsamına giren veya diğer kanunlarla kapsama alınacak olan değerli kağıtların basımı, dağıtımı ve bedellerinin tahsili ile ilgili usul ve esasları ve bu kağıtların bedellerini tespite Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, 210 sayılı Kanuna ekli Değerli Kağıtlar Tablosunda yer alan Yabancılar için ikamet tezkerelerinin bedelleri, 11/4/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeniden tespit edilmiş ve aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Değerli Kağıdın Cinsi                                                         Bedel (TL)

4-Yabancılar için ikamet tezkereleri                                      50,00 TL

Tebliğ olunur.

 



SİRKÜLER 2014/11

 İade Talep Edilmemiş Olsa Bile İade Hakkı Doğuran İşlem Beyan Eden Mükelleflerin Beyanname Ekinde Belge İbraz Etmeleri

1- Genel Bilgi

Katma Değer Vergisi Kanununun bu güne kadarki uygulamasında iade hakkı doğuran işlem beyanında bulunmakla beraber KDV iadesi talebinde bulunmayan mükellefler, iade hakkı doğuran işlemi tevsik için genel olarak belge veya liste ibraz etmek zorunda değillerdi.

01.05.20014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel uygulama Tebliği ile mahsuben ve nakden iade talep etmeyen mükelleflerin de iade hakkı doğuran işlemlerini tevsik etme yükümlülüğü getirilmiştir.

Söz konusu Tebliğin IV/D-1 bölümünde iade hakkı doğuran işlemleri bulunan mükelleflerin KDV iadesi isteme mecburiyetlerinin olmadığı, iade hakkını indirim yoluyla (devreden KDV içerisinde) kullanmak isteyen mükelleflerin iadeye konu KDV sütununa “0” yazmak suretiyle bu tercihlerini kullanabilecekleri belirtilmiştir.

Ancak bu şekilde beyanda bulunan mükelleflerin, iade için istenen belgeler hariç, iade doğuran işlemi tevsik eden belgeleri beyanname ekinde ibraz etmeleri gerekmektedir.

Beyanname ekinde ifadesinden, elektronik olarak liste göndermek suretiyle gerçekleşen durumlarda bu elektronik listelerin internet vergi dairesi yoluyla, kağıt ortamında sunulması gereken belgelerin dilekçe ekinde ve beyanname verme süresi içinde vergi dairesine gönderilmesi anlamına gelmektedir.

2. İade Hakkı Doğuran İşlemler ve Bu İşlemleri Tevsik Eden Belgeler

KDV mahsup veya iadesi talep edilmemiş dahi olsa, iade hakkı doğuran işlem kapsamında olduğunun tevsiki gereken işlem türleri ve tevsik edici belgeler durumuna göre fatura listesi, gümrük beyannamesi, istisna belgesi gibi belgelerdir.

3. Hangi Mükelleflerin Bu Kapsamda Belge veya Liste İbraz Etmesi Gerektiği

KDV Beyannamesinin internetteki formatında görüleceği üzere, iade hakkı doğuran işlemler,

-      Tam istisna kapsamındaki işlemler,

-      Diğer iade hakkı doğuran işlemlerdir.

Düzenlediği fatura üzerinde KDV tevkifatı gösterilmiş olan veya indirimli (%1 veya %() orana tabi mal ve hizmetleri bulunan mükellefler de iade hakkı doğuran işlem yapan mükellef anılmakla beraber bu mükellefler, devreden KDV’leri olsa bile, diğer iade hakkı doğuran işlemler tablosunu doldurmak, dolayısıyla tablodaki iadeye konu KDV sütununa “0” yazmak zorunda değildir.

Bu nedenle iade hakkı bulunmakla beraber bu hakkını kullanmayan tevkifata uğramış veya indirimli oranla işlem yapmış firmaların tevsik edici belge ibraz etmeleri gerekli değildir.

Aynı şekilde beyannamede ödenecek KDV beyan eden mükellefler, bu beyannamede iade hakkı doğuran işlem göstermiş olsalar dahi, iade hakları çıkmadığı, dolayısıyla iade haklarını indirim yoluyla kullanma tercihinde bulunmayacakları için, ödenecek KDV’si çıkan mükellefler tevsik edici belge ibraz etmek zorunda değildir.

Tevsik mecburiyetinde olan mükellefler, ekli listedeki işlemlerden bir veya bir kaçını yapmış olup ödenecek KDV’si çıkmadığı için KDV iade hakkı bulunan ancak bu hakkını iade istemeyip indirim yoluyla kullanmayı (devreden KDV’de bırakmayı) tercih eden mükelleflerdir.

4. İbraz Etmemenin Yaptırımı

Liste gönderme veya belge ibraz etme mecburiyetine uyulmamasının yaptırımı II’nci derece özel usulsüzlük cezası 2014 yılı için 60 TL’dir.



SİRKÜLER
2014/12

 Yevmiye Defteri Kapanış Tasdiki

1. Genel Bilgi

2013 yılı yevmiye defterinin, izleyen hesap döneminin altıncı ayının sonuna kadar (hesap dönemi 1 Ocak’ta başlayan şirketlerin 2014 Haziran ayı içinde) notere ibraz edilip son kaydın altına noterce görülmüştür ibaresi yazdırılarak mühür ve imza ile kapanış onayının yaptırılması zorunludur.

2. Onay Yaptırmamanın veya Zamanında Onay Yaptırmamanın Müeyyidesi:

a)Türk Ticaret Kanununa Göre:

Türk Ticaret Kanununa göre onayı zorunlu olan defterlerin (kapanış onayı zorunlu olanlarda kapanış onayı dahil) gerekli onaylarını yaptırmayanlar 4.481 TL idari para cezasıyla cezalandırılır.(TTK Md.562/1-c)

b)Vergi Usul Kanununa Göre:

TTK dan kaynaklanan kapanış onayının yaptırılmamış olmasının vergisel açıdan bir müeyyidesi bulunmamaktadır.

c)Hukuk Mahkemeleri Kanuna Göre:

Ticari defterlerin ticari davalara delil kabul edilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması şarttır.

Açılış veya kapanış onayı bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları ancak sahibi aleyhine delil olur.

Taraflardan biri tacir olmasa dahi tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.

3. Elektronik Defter

Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması halinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz.(TTK Md 64/3)



SİRKÜLER
2014/13

 Anonim ve Limited Şirketlerin Sözleşmelerinin TTK’ya Uyumlu Hale Getirilmesi İçin Son Gün 01.07.2014

 

1. Genel Bilgi

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 29.06.2014 tarih ve 28692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Anonim ve Limited Şirketlerin Sözleşmelerinin Türk Ticaret Kanununa Uyumlu Hale Getirilme Süresinin Uzatılmasına İlişkin Tebliğ” ile sözleşmelerin Türk Ticaret Kanununa uyumlu hale getirilmesi için öngörülen süre 01.07.2014 tarihine kadar uzatılmıştır.

Esas sözleşme ve limited şirket sözleşmelerini Türk Ticaret Kanununa uyumu için yapılacak genel kurullarda toplantı nisabı aranmayacak, kararlar toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu ile alınacak ve şartları bulunsa bile 6762 sayılı Kanunun 389 ve Türk Ticaret Kanununun 454 üncü maddeleri hükümleri uygulanmayacaktır.

2. Yaptırım

Uygulama Kanununun 22/1 inci maddesine göre, bu süre içinde gerekli değişikliklerin yapılmaması halinde, esas sözleşmedeki ve şirket sözleşmelerindeki düzenlemeler yerine Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır.


 

SİRKÜLER 2014/14

Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerinin Asgari Tutara Yükseltilmesi İçin Son Gün 01.07.2014 ;

Sermayeleri 50.000 TL’nin altında olan anonim şirketler ile 10.000 TL’nin altında olan limited şirketlerin sermayelerini, 14.02.2014 tarihine kadar bu miktarlara yükseltmeleri gerekmekteydi.

Bu konuda her hangi bir süre uzatımı yapılmamış ve sermayelerini belirlenen süre içerisinde yeni asgari tutarlara yükseltmeyen şirketler bu tarih itibariyle infisah etmiş sayılmışlardır.

Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesi çerçevesinde bu şirketlerin ticaret sicilinde kayıtlı olan son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ticaret sicili müdürlükleri tarafından bir ihtar yollanmış ve bu ihtar ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine gönderilmiştir.

Yapılan ihtara ve ilana rağmen, süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memuruna bildirmeyen ya da durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kayıtlarıyla bildirmeyen şirket ve koopeatiflerin ünvanı ticaret sicilinden resen silinecektir. Resen ünvanı silinecek şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilan edilecektir.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, İstanbul Ticaret Odası da internet sitesinde sermayelerini 14.02.2014 tarihine kadar kanuni sınırlara yükseltmeyen şirketlerin, söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 27.06.2014 tarihi mesai bitimine kadar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne harçlarını ödeyerek usulüne uygun hazrılanmış evrakla başvuru yapmaları gerektiğini duyurmuştur.



SİRKÜLER 2014/15

 2014 Yılı İkinci Geçici Vergi Döneminde Yatırım İndirimi Haklarında Kullanılacak Endeksleme Oranı 

33 sıra no.lu Kurumlar Vergisi Sirküleri ile 2014 yılı ikinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı %6,64 olarak belirlenmiştir.

Bilindiği üzere; Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 1-6’ncı maddeleri çerçevesinde 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında 31.12.2005 tarihine kadar yapılan harcamalar dolayısıyla hak kazanılan yatırım indirimi tutarlarının izleyen dönemlere devreden kısmı, yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle dikkate alınmaktadır.

Bu çerçevede, uygulamada eski hükümlere tabi yatırım indirimi hakları olarak adlandırılan bu tutarlar ikinci geçici vergi döneminde %6,64 oranında artırılarak dikkate alınacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’uncu maddesi kapsamında 08.04.2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak gerçekleşen harcamalar üzerinden hesaplanan ancak 2005 yılı kazancının yetersiz olması nedeniyle indirilemeyerek izleyen dönemlere devreden yatırım indirimi hakları ise Yİ-ÜFE’de meydana gelen artış oranında artırılmak suretiyle uygulanmaktadır. 2014 yılının ilk 6 aylık döneminde Yİ-ÜFE’de meydana gelen artış %5,12 olarak gerçekleştiğinden, söz konusu tutarlar ikinci geçici vergi döneminde %5,12 oranında artırılarak dikkate alınacaktır.


SİRKÜLER 2014/16 

30.06.2014 Tarihi İtibariyle Yapılacak Değerlemede Uygulanabilecek Kurlar

Geçici vergi uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 217 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, yabancı paraların ve yabancı para cinsinden olan alacak ve borçların değerlemesinin, T.C. Merkez Bankasınca Resmi Gazetede geçici vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yayımlanan döviz alış kurlarının esas alınarak yapılacağı belirtilmiştir.

Buna göre; 2014 yılı Ocak-Haziran geçici vergi döneminde uygulanacak kurlar, 30.06.2014 tarihinde geçerli olan, yani 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan aşağıdaki kurlardır.

Döviz Cinsi

Döviz Alış

Döviz Satış

Efektif Alış

1 ABD Doları

2,1234

2,1272

2,1219

1 Avustralya Doları

1,9957

2,0087

1,9865

1 Danimarka Kronu

0,38718

0,38908

0,38691

1 EURO

2,8919

2,8971

2,8899

1 İngiliz Sterlini

3,6094

3,6282

3,6069

1 İsviçre Frangı

2,3722

2,3874

2,3686

1 İsveç Kronu

0,31308

0,31633

0,31286

1 Kanada Doları

1,9834

1,9923

1,9761

1 Kuveyt Dinarı

7,4908

7,5889

7,3784

1 Norveç Kronu

0,34540

0,34772

0,34516

1 Suudi Arabistan Riyali

0,56617

0,56719

0,56192

100 Japon Yeni

2,0894

2,1032

2,0817

1 Bulgar Levası

1,4703

1,4895

 

1 Rumen Leyi

0,65528

0,66386

 

1 Rus Rublesi

0,06276

0,06358

 

100 İran Riyali

0,00824

0,00835

 

Kasada mevcut yabancı paralar için efektif alış kurları kullanılır. Banka hesaplarında bulunan yabancı paralar ise döviz alış kuru ile değerlenir. 



SİRKÜLER 2014/17

1.   Genel Bilgi

Döviz cinsinden olan senetli ve senetsiz borçlar ve alacaklar, dönem sonlarında varsa cari kur, yoksa TCMB döviz alış kuru ile değerlenir.

Bu değerleme sonucunda ortaya çıkan kambiyo zararı mahiyetindeki kur farkları, durumuna göre ilgili kıymetin maliyetine eklenir veya gider yazılır. Kambiyo karı mahiyetindeki kur farkları ise gelir kaydedilir. (Vergi Usul Kanunu madde 280)

Mal veya hizmetlerin siparişinde, bunların bedellerine mahsuben oluşan verilen veya alınan sipariş avanslarının dönem sonu değerlemesi ile ilgili geçmişte farklı yönlerde uygulamalar olmuştur.

2.   Maliye İdaresinin Güncel Görüşü

Maliye İdaresinin sipariş avansları ile ilgili olarak Tebliğ veya Sirküler düzeyinde açıklanmış bir görüşü bulunmamaktadır.

Ancak konu ile ilgili verilen son dönem özelgelerinde, sipariş avanslarının alacak veya borç olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Dolayısıyla yabancı para cinsinden verilen ya da alınan sipariş avanslarının Vergi Usul Kanununun 280’inci maddesi kapsamında dönem sonlarında değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

3.   Değerleme Neticesinde Oluşacak Kur Farklarının Durumu

Son dönemde verilen özlegeler değerlendirildiğinde, yabancı para cinsinden verilen ya da alınan sipariş avansları ile ilgili oluşan kur farklarının dönem geliri ya da gideri olarak dikkate alınması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

  • Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24.02.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.02-190-3/8-18 sayılı özelgesinin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:

“……Yabancı para cinsinden alınan veya verilen avanslar yabancı para cinsinden borç ve alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanunu’nun 263’üncü maddesine göre borsa rayici ile, yabancı paranın rayici yoksa Maliye Bakanlığınca tespit edilen kur esas alınmak suretiyle değerlemeye tabi tutulması ve ortaya çıkan kur farkının, gelir veya gider olarak dikkate alınarak dönem kazancıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.”

  • Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24.07.2014 tarih ve 64597866-105(280-2014)-122-37709 sayılı özelgesinin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:

“……Şirketinizce yapılacak yatırımlar için döviz cinsinden verilen avanslar, döviz cinsinden alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanunu’nun yukarıdaki hükümlerinin de dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması, değerleme sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir”

Özellikle Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen özelgede, yatırım malı siparişi nedeniyle verilen dövizli avans söz konusudur. Bu avansın değerlemeye tabi tutulması sonucunda oluşan kur farklarının yatırım maliyetine eklenmesi veya yatırımın maliyetinden indirilmesi değil, müstakil olarak gelir veya gider kaydedilmesiöngörülmüştür.

4.   Özelgelerin Hukuki Mahiyeti:

Vergi Usul Kanununda yapılan değişiklikle, özelge sisteminde yer alan özelgeler tüm mükellefler için geçerli hale getirilmiştir. Vergi inceleme elemanlarının bu özelgeler aleyhine doğrudan rapor yazma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Vergi inceleme raporlarını okuyan Rapor Değerlendirme Komisyonlarının görevleri arasında, inceleme raporlarının özelgelere uygunluğunun sağlanması da bulunmaktadır.

Bu konuda vurgulanması gereken diğer bir konu, Maliye İdaresinin görüş değiştirmesidir. Maliye İdaresi bir konuda bir biriyle çelişen görüşler vermişse son tarihli görüşü esas alınacaktır. Bu halde eski uygulamayı esas alarak işlem yapan mükelleflerde inceleme elemanları tarafından tarhiyat yapılabilecek, ancak gecikme faizi ve ceza istenemeyecektir.

5.   Konuyla İlgili Danıştay Kararları

Konuyla ilgili Danıştay kararları değerlendirildiğinde, son dönem kararlarının Gelir İdaresi Başkanlığının yukarıda yer alan görüşleri ile paralel olduğu görülmektedir.

  • 31.10.2000 tarih, E.1999/3044, K.2000/3464 sayılı karar

“İhracat yapılan firmalardan döviz cinsinden alınan avanslar davacı şirketin borcu olup kur farkının da gider kaydedilmes gerekir.”

  • 02.07.2002 tarih, E.2001/3884, K.2002/28817 sayılı karar

“Avansların alacak ve borçların içinde gösterildiği, bu nedenle lehte oluşan kur farklarının gelir, aleyhte oluşan kur farklarının gider kaydedilmesinde kanuna aykırılık görülmediği…”

6.   Sonuç

Sonuç olarak yukarıdaki özelgeler ışığında, avanslar dolayısıyla oluşan kur farklarının avansın ilgili bulunduğu işlemin maliyeti veya hasılatı ile ilişkilendirilmeksizin, müstakil bir gelir veya gider unsuru olarak gelir tablosuna alınması gerekmektedir. Maliye Bakanlığı konuyla ilgili yeni bir görüş belirtmediği veya düzenleme yapmadığı sürece geçerli olan uygulama bu şekildedir. Görüş değişikliği durumunda karşılaşılabilecek durumlar yazının önceki bölümünde vurgulanmıştır.



SİRKÜLER 2014/18
 

Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanacak Mükelleflerin Bu Cihazları Bağlı Bulundukları Vergi Dairelerine Bildirmelerine İlişkin Yeni Düzenleme

Bilindiği üzere 426 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği’nin 6’ncı bölümüne göre, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetinde olan mükelleflerden, belirli bir tür cihaz kullanma mecburiyeti getirilenlerin alış faturasının düzenlendiği tarihten itibaren 90 gün içerisinde, diğer mükellefler ise alış faturasının düzenlediği tarihten itibaren 30 gün içerisinde bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçeyle (alış faturası örneği, cihaz sicil numarası, cihazdan alınan bir fiş örneği de dahil olmak üzere gerekli belgeleri eklemek suretiyle) müracaat ederek cihazlarını kayıt ettirmek zorundaydılar.

437 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 426 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 6’ncı bölümünde yapılan değişiklik ile bu süreler değiştirilmiştir. Yapılan bu değişiklik uyarınca, mükellefler, gerek mecburiyetlerinin başlaması sebebiyle gerekse mecburiyetleri başlamadan kendi istekleri ile kullanmak üzere aldıkları yeni nesil ödeme kaydedici cihazları, alış faturasının düzenlediği tarihten (fatura tarihi dahil) itibaren 15 gün içerisinde bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçeyle (alış faturası örneği, cihaz sicil numarası, cihazdan alınan bir fiş örneği de dahil olmak üzere gerekli belgeleri eklemek suretiyle)bildirilerek kayıt ettireceklerdir.

Cihaz alındığı tarih itibariyle yeni nesil ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetinin başlamasına 15 günden daha az bir sürenin bulunması halinde mükellefler, söz konusu 15 günün sonunu beklemeyecekler ve mecburiyetleri başlamadan önce yukarıda açıklandığı şekilde kayıtlarını yaptırıp ödeme kaydedici cihazlara ait levhalarını alacaklardır. Diğer bir anlatımla mükellefler cihazları, alış faturasının düzenlediği tarihten itibaren (yeni nesil ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetinin başlama tarihini geçmemek şartıyla) 15 gün içerisinde vergi dairesine kaydettirip levhalarını alarak kullanmaya başlayacaklardır.

Diğer yandan mükellefler kayıt işlemi ile birlikte, kullanmak üzere aldıkları her bir cihaz için ayrı ayrı olmak üzere “Ödeme Kaydedici Cihazlara Ait Levha” yı söz konusu süre içerisinde vergi dairelerinden alarak işyerlerinde devamlı surette görülebilecek bir yere asacaklardır. 426 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde yapılan bu değişiklikten önce iş bu levhanın “asılması” değil “muhafazası” mecburiyeti vardı.


 SİRKÜLER 2014/19

2015 Yılı İçin Geçerli Bina Metrekare Normal İnşaat Maliyet Bedelleri

(64 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği)

1.   Vergi Değeri

Bilindiği gibi, Emlak Vergisi Kanununun 7 ve 17 nci maddelerine göre emlak vergisi matrahı vergi değeridir.

Vergi değeri, Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi uyarınca;

-Arsa ve araziler için Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine (Vergi Usul Kanunu Mükerrer Md:49/b) göre takdir komisyonlarınca belirlenen birim değerleri üzerinden hesaplanan bedeller,

-Binalar için ise Maliye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile binaya ait arsa veya arsa payı değeri (takdir komisyonlarınca belirlenen birim değerleri) esas alınarak hesaplanan bedellerdir.

2.   Vergi Değerinin Belirlenme Dönemi

Bu değerler, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıla ait yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde arttırılarak bulunmaktadır. Bununla birlikte emlak vergisine esas alınacak arsa ve arazi değerleri Vergi Usul Kanununun Mükerrer 49’ncu maddesi uyarınca her dört yılda bir takdir komisyonlarınca tespit edilmektedir. Nitekim 2014 ve müteakip üç yıl için geçerli olacak arsa ve arazi metrekare değerleri 2013 yılı itibariyle takdir komisyonlarınca belli edilmiş ve 2014 yılı emlak vergileri bu değerler esas alınarak tahakkuk ettirilmiştir.

3.   Binalara İlişkin Vergi Değerinin Belirlenmesi

Binalara ilişkin vergi değeri aşağıdaki gibi hesaplanmaktadır.

Bina Vergi Değeri = (m2 normal inşaat maliyeti x binanın dıştan dışa yüzölçümü)+ (kalorifer veya klima ve asansör farkı)-(aşınma payı indirimi) + (arsanın veya arsa payının m2 si x takdir edilmiş m2 asgari arsa değeri)

4.   2015 Yılında Emlak Vergisi Matrahının Tayini

Kanunun 33’ncü maddesinde yer alan vergi değerini tadil eden sebeplerle (bina alımı, boş arsa üzerine bina inşası gibi) (8 numaralı bent hariç) mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi değerinin hesaplanmasında, takdir komisyonlarınca belirlenmiş olan arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde arttırılması suretiyle dikkate alınmaktadır.

Bu çerçevede 2015 yılı emlak vergisi matrahlarının tayininde esas alınacak arsa, arazi ve bina değerleri, 2014 yılı vergi değerlerinin 2014 yılına ait yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle tespit edilecektir. Kanun’un 33’ncü maddesinde yer alan vergi değerini tadil eden sebeplerle (bina alımı, boş arsa üzerine bina inşası gibi) (8 numaralı bent hariç) mükellefiyet tesisi gereken hallerde 2015 yılı için geçerli olacak bina vergi değerinin hesaplanmasında, öncelikle takdir komisyonlarınca belirlenmiş olan 2014 yılı arsa ve arazi birim değerleri, 2014 yılına ait yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılacak, daha sonra iş bu Sirkülerimize konu Tebliğ ile açıklanan bina metrekare normal inşaat maliyet bedellerinin bu tutara ilavesi ile 2015 yılı bina vergi değerleri tespit olunacaktır. 2014 yılı için geçerli olacak yeniden değerleme oranı henüz belli değildir.

Yıllar itibariyle dikkate alınması gereken bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ise, her yıl Maliye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilmektedir.

Saygılarımızla. 

64 seri nolu Emlak Vergisi Genel Tebliği

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/08/20140827-6.htm


SİRKÜLER 2014/ 20

6552 sayılı Kanunla Yapılan Vergisel Düzenlemeler

“Torba Kanun” adı verilen 6552 sayılı Kanun ile bazı kamu alacaklarının yapılandırılması ile kasa ve ortaklardan alacaklar tutarlarının düzeltilmesine dair düzenlemelerin yanı sıra bazı vergisel düzenlemeler de yapılmıştır. Söz konusu vergisel düzenlemeler aşağıda yer almaktadır.

 1.Süresiz Çalışma İzni Verilen Yabancılara Harç Muafiyeti Getirilmiştir (Madde 23)

6552 sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile Harçlar Kanununun 88’inci maddesine eklenen bent ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca süresiz çalışma izni verilen yabancılara ikamet tezkeresinin harç alınmaksızın verilmesi sağlanmıştır. (Yürürlük 11.09.2014)

2.Kıymetli Taşlar İçin Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-g Maddesinde Yer Alan KDV İstisnasına Sınır Getirilmiştir (Madde 26)

Söz konusu maddede yapılan değişiklikle;

-Öncelikle kübik virconia istisna kapsamının dışına çıkarılmış,

-Elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, inci teslimlerinde var olan sınırsız istisna ise, söz konusu kıymetli taşların yalnızca 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye’de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi aşamalarına münhasır hale getirilmiştir. Bunların dışındaki teslimler KDV’ye tabi olacaktır. (Yürürlük 11.09.2014)

3.SGK’ya Bağlı Tahsil Dairelerince 6183 sayılı Kanun Kapsamında Takip Edilen Borçlara Karşılık Kurum’a Yapılan Taşınmaz Devirleri ile Bu Taşınmazların SGK’ca Devri KDV’den İstisna Edilmiştir (Madde 27)

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 41’inci maddesi uyarınca, 31.12.2013 tarihine kadar uygulanmak üzere, SGK’ya olan prim ve benzeri borçların Kuruma yapılacak taşınmaz devri ile ödenmesi mümkündür.

6552 sayılı Kanunun 27’nci maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 33’üncü madde ile SGK’ya bu kapsamda borç karşılığı yapılan taşınmaz devirleri ile bu taşınmazların SGK tarafından (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) devir ve teslimi 31.12.2023 tarihine kadar KDV’den istisnadır. Ayrıca bu istisna nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanununun 30/a maddesi uygulanmayacak, yani devre konu taşınmazların iktisabında ödenen KDV, indirim konusu yapılabilecektir. (yürürlük 11.09.2014)

4.SGK’ya Tanınan Vergi ve Harç Muafiyetinin Kapsamı Genişletilmiştir (Madde 38)

5502 sayılı Kanunun 36’ncı maddesi ile SGK yapacağı bazı iş ve işlemler nedeniyle çeşitli vergi ve harçlardan muaf tutulmuştur. 6552 sayılı Kanunun 38’inci maddesi ile söz konusu istisnalar genişletilmiştir.

Bu madde uyarınca SGK 5502 sayılı Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla yapılan işlemler yönünden ilgili kanunlarında yer almamış olsa dahi;

-Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan,

-Elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası hariç olmak üzere Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi,

-Harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden,

-Düzenleyeceği kağıtlar nedeniyle damga vergisinden,

-Sahip olduğu taşınmazlar nedeniyle emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden,

-Her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetinden,

muaftır. (Yürürlük 11.09.2014)

5. Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Makbuz Karşılığı Yapılan Ayni ve Nakdi Bağışların Tamamı Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahının Tespitinde İndirim Konusu Yapılabilecektir (Madde 92)

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yapılan düzenlemeyle bağış kampanyası doğal afetler dolayısıyla olsun ya da olmasın, Başbakanlık veya Bakanlar Kurulunca başlatıldığı sürece, bu kampanyaya yapılan bağışların tamamı gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Bu indirim için Bakanlar Kurulu Kararına da gerek bulunmamaktadır. (Yürürlük 11.09.2014)

6.Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yönelik Vergi, Resim ve Harç İstisnasında Kapsam Daraltılmıştır (Madde 98)

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21’inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

-Tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” kaydı konuşmuş olan I ve II’nci grup taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olma durumu devam ettirilmekle birlikte, yapılan değişiklik uyarınca büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan ve yukarıda nitelikleri belirtilen taşınmazlardan basit usulde vergilendirilenlerin dışında ticari faaliyetlerde kullanılanlar hakkında emlak vergisinin yarısı ve çervre temizlik vergisinin tamamına ilişkin muafiyet hükmü uygulanmayacaktır. (Yürürlük 11.09.2014)

7.   Kıymetli Taşlarla İlgili Olarak Özel Tüketim Vergisi Kanununda Yapılan Düzenlemeler (Madde 116)

Yapılan değişiklikle aşağıda belirtilen taşlar %20 oranındaki ÖTV’ye tabi olmaktan çıkarılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere; bu taşların borsa dışı satışında KDV istisnası kaldırışdığı için teslimleri %18 oranında KDV’ye tabi hale getirilmiştir.

G.T.İ.P. NO

Mal İsmi

Vergi Oranı (%)

           71.01

Tabii inci veya kültür incileri (işlenmiş veya tasnife tabi tutulmuş olsun olmasın) (fakat ipliğe dizilmemiş, mıhlanmamış veya takılmamış); tabii inci veya kültür incileri (taşınmasında kolaylık sağlamak amacıyla geçici olarak ipliğe dizilmiş)

20

           71.02

Elmaslar (işlenmiş olsun olmasın, fakat mıhlanmamış veya takılmamış)

(Sanayide kullanılanlar hariç)

20

           71.03

Kıymetli taşlar (elmaslar hariç) veya yarı kıymetli taşlar (işlenmiş veya tasnife tabi tutulmuş olsun olmasın) (fakat ipliğe dizilmemiş, mıhlanmamış veya takılmamış); kıymetli taşlar (elmaslar hariç) veya yarı kıymetli taşlar

(tasnife tabi tutulmamış) (taşınmasında kolaylık sağlamak amacıyla geçici olarak ipliğe dizilmiş)

20

7104.90.00.00.19

(Sanayide kullanılmayan sentetik veya terkip yoluyla elde edilen kıymetli veya yarı kıymetli taşlar)

Diğerleri

20

71.05

Tabii veya sentetik, kıymetli veya yarı kıymetli taşların toz ve pudraları

(Sanayide kullanılanlar hariç)

20

71.16

Tabii inci veya kültür incilerinden, kıymetli ya da yarı kıymetli taşlardan eşya (tabii, sentetik veya terkip yoluyla elde edilmiş)

20

 


SİRKÜLER 2014/ 21 

Kurum Alacaklarının Geçici 60 ıncı Madde Uyarınca Yapılandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar İle İlgili 2014-26 Sayılı SGK Genelgesi

Sosyal Güvenlik Kurumu, kurum alacaklarının Geçici 60 ıncı madde uyarınca yapılandırılmasına ilişkin usul ve esaslara dair 25.09.2014 tarih ve 2014-26 sayılı Genelgeyi yayımlamıştır. Söz konusu genelgede belirtildiği üzere; 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11/9/2014 tarihli ve 29116 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan Kanunun 81 inci maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa geçici 60 ıncı madde eklenmiş olup, 11/9/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu geçici maddenin;

-Birinci ve ikinci fıkraları ile Kurumumuzun bazı alacaklarının yeniden yapılandırılarak peşin veya taksitler halinde ödenmesine imkan sağlanmış,

-Beşinci fıkrası ile kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan sigortalılık süreleri diğer kanunlara göre durdurulmuş olanların durdurulan sigortalılık sürelerine ilişkin primlerini ödeme hakkı verilmiştir.

Bu bağlamda, geçici 60 ıncı madde uyarınca gerek kapsama giren alacakların yeniden yapılandırılması, gerekse durdurulan sigortalılık sürelerine ilişkin primlerin ödenmesi sırasında borçlularca ve sosyal güvenlik il müdürlüklerimizce/sosyal güvenlik merkezlerimizce yapılacak işlemler söz konusu Genelgede ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.

Kurum alacaklarının Geçici 60 ıncı madde uyarınca yapılandırılmasına ilişkin usul ve esaslara dair 25.09.2014 tarih ve 2014-26 sayılı Genelgeye http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/tr/mevzuat/yururlukteki_mevzuat/genelgeler linkinden ulaşılabilecektir.


SİRKÜLER 2014/22 

6552 sayılı Kanunla İş Kanununa ve İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Yapılan Düzenlemeler

 1.   Muvazaa Raporlarına İtiraz Süresi Uzatılmıştır

İş Kanununun 3/2 nci maddesinde, tescili yapılan alt işverenlere ait belgelerin gerektiğinde iş müfettişlerince inceleneceği, inceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporunun işverene tebliğ edileceği ve rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 iş günü içerisinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edileceği belirlenmiştir. Eski düzenlemede bu süre 6 iş günü idi. Ayrıca iş mahkemesine yapılacak itiraz üzerine kapalı olan temyiz yolu “İtiraz üzerine görülecek olan dava basit yargılama usulüne göre dört ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde Yargıtay altı ay içinde kesin olarak karar verir. Kamu idarelerince bu raporlara karşı yetkili iş mahkemelerine itiraz edilmesi ve mahkeme kararlarına karşı diğer kanun yollarına başvurulması zorunludur.” düzenlemesiyle açılmıştır. (Yürürlük 11.09.2014)

2.   İşverenler Alt İşverenlerin Çalıştırdıkları İşçilerin Ücret Alacaklarını Takip Etmek ve Alt İşverenlerce Ödenmeyen Ücretleri İstihkaktan Kesip İşçilere Ödemek Zorunda Kalacaktır.

İşverenler, alt işverene iş vermeleri hâlinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlü tutulmuştur. Bu sorumluluğu yerine getirmeyen asıl işverenler, işçilerin ücret alacaklarından alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu tutulacaktır. (Yürürlük 11.09.2014)

3.   Asıl İşverenlerin Alt İşverenin Değişmesi Halinde Yıllık İzin Sürelerinin Hesabındaki Sorumluluğu

Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği hâlde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. Asıl işveren, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlamakla, alt işveren ise altıncı fıkraya göre tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür. (Yürürlük 11.09.2014)

4.   6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun, İşverenlere İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personeli Görevlendirme / Çalıştırma Yükümlülüğü Getiren “İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri” Başlıklı 6 ncı Maddesinde Yapılan Düzenlemeler

Artık sadece on veya daha fazla çalışanı olup çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirmek, çalıştırmak zorunlu olacaktır. Ondan az çalışanı olan bütün işyerleri ile on veya daha fazla çalışanı olmakla beraber az tehlikeli veya tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri içinse bu zorunluluk kalkmıştır.

10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği için belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmasa bile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebileceklerdir.10’ dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme / çalıştırma yükümlülüğünden bu şekilde kurtulabileceklerdir. Torba Yasasının 18 inci maddesi gereğince uygulamanın usul ve esasları Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.

İşyerlerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme süresinin belirlenmesinde esas alınması gereken çalışan sayısı hesaplanırken, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler çalışan sayısı toplamına dahil edilmeyecektir. (Yürürlük 11.09.2014)

5.   6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “Sağlık Gözetimi “ Başlıklı 15 inci Maddesinde Yapılan Düzenlemeler

Bu düzenlemeden önce, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında alınması gereken sağlık raporlarının, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınması gerekiyordu. Yapılan yeni düzenleme uyarınca; söz konusu sağlık raporları işyeri hekiminden alınacaktır. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere, işyeri hekimi görevlendirme / çalıştırma konusunda 10’dan az çalışanı bulunan az tehlikeli işyerleri için bu konuda istisna getirildiğinden, bu işyerlerinde çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği kapsamındaki sağlık raporlarını kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alabileceklerdir.(Yürürlük 11.09.2014)


SİRKÜLER 2014/23 

Prim Borçlarının Yapılandırılması Halinde Ödenecek Tutarlarının Görüntülenmesine İlişkin Duyuru

Bilindiği üzere, 11/9/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanuna istinaden Kurumumuz alacakları yeniden yapılandırılmaktadır. Bu bağlamda, 5510 sayılı Kanunun dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) sigortalı olanların, prim borçlarını yapılandırmaları halinde ödeyecekleri taksit tutarlarının bilgilendirme amaçlı olarak görüntülenmesine imkan sağlayan program hizmete açılmıştır.

5510 sayılı Kanunun dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) sigortalı olanlar, T.C. Kimlik numaraları ile www.sgk.gov.tr internet adresindeki “E-SGK” bölümünde yer alan “E-Hizmetler” menüsünden yahut https://esgm.sgk.gov.tr/Esgm/ linkinden sorgulama yapabilirler.

Sigortalılarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.



SİRKÜLER 2014/24

Anonim ve Limited Şirketlerde Asgari Sermaye Şartının Yerine Getirilmesi Hakkında Torba Kanunla Yapılan Düzenlemeler

6552 sayılı Torba Kanunla Türk Ticaret Kanununun anonim ve limited şirketlerde asgari sermaye şartının yerine getirilmesi ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Düzenleme öncesinde, 14.02.2014 tarihine kadar sermayelerin anonim şirketlerce en az 50.000 TL’ye ve limited şirketlerce en az 10.000 TL’ye yükseltilmesi gerekmekteydi.

Söz konusu Torba Kanunla yapılan değişiklikle bu tarihe kadar sermaye artırımlarını yapmamış şirketlerin, asgari sermaye şartını 11.09.2014 tarihinden itibaren 3 ay içinde yapmaları halinde fesih işlemi uygulanmayacağı belirtilmiş ve sermaye artırımında bulunmaması nedeniyle ticaret sicilinden kaydı silinenlerin de bu süre içinde sermaye artırımı için başvurmaları halinde kayıtların resen yeniden oluşturulacağı hükme bağlanmıştır.


SİRKÜLER 2014/25

Enerji Verimliliğine Yönelik Yatırım Projelerinin Teşvik Belgesi Müracaaatlarının Değerlendirilmesinde Uygulanacak Yeni Hükümler

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/1)’in “Teşvik Belgesinin Değerlendirilmesi” başlıklı 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(6) Kararın 17 nci maddesinin (j) bendi kapsamında yer alan enerji verimliliğine yönelik projelerin değerlendirilmesinde aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Enerji tasarruf oranı, işletmede tek bir ürün çeşidi üretilmesi durumunda birim ürün başına enerji tüketimi, birden fazla ürün çeşidi üretilmesi durumunda ise işletmenin enerji yoğunluğu dikkate alınarak hesaplanır ve baz yılında hesaplanan değerin kontrol yılında hesaplanan değerdeki değişim oranına göre belirlenir. Başvuru tarihinden önceki mali yıl baz yılı, proje uygulamasının tamamlandığının yazılı olarak bildirilmesini takip eden mali yıl ise kontrol yılı olarak kabul edilir.

b) Kararın 17 nci maddesinin (j) bendinde belirtilen başvuru kriterlerini sağlayan yatırımcı, bu yatırım ile sağlayacağı enerji tasarruf oranını taahhüt ederek yatırıma ilişkin makine ve teçhizat listeleri ile birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına müracaat eder. Söz konusu Bakanlık, gerekli gördüğü diğer bilgi ve belgeleri yatırımcıdan talep edebilir.

c) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından enerji verimliliği açısından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu düzenlenen rapor ve uygun bulunan makine ve teçhizat listeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca Ekonomi Bakanlığına iletilir. Düzenlenen rapor ve uygun bulunan makine ve teçhizat listeleri dikkate alınarak Ekonomi Bakanlığı tarafından uygun görülen projeler için yatırım teşvik belgesi düzenlenir.

ç) Yatırımın tamamlanmasını müteakip, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından talep edilen ve yatırımcı tarafından temin edilen bilgi ve belgelere istinaden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılan hesaplama ve yerinde yapılacak fiziki inceleme neticesinde söz konusu yatırımın belirlenen kriterleri sağlayıp sağlamadığına ilişkin olarak düzenlenen rapor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, Ekonomi Bakanlığına gönderilir.”


 

                                                                                                            SİRKÜLER 2014/26 

30.09.2014 Tarihi İtibariyle Yapılacak Değerlemede Uygulanabilecek Kurlar

Geçici vergi uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 217 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, yabancı paraların ve yabancı para cinsinden olan alacak ve borçların değerlemesinin, T.C. Merkez Bankasınca Resmi Gazetede geçici vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yayımlanan döviz alış kurlarının esas alınarak yapılacağı belirtilmiştir.

Buna göre; 2014 yılı Ocak-Eylül geçici vergi döneminde uygulanacak kurlar, 30.09.2014 tarihinde geçerli olan, yani 30.09.2014 tarih ve 29135 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan aşağıdaki kurlardır.

Döviz Cinsi

Döviz Alış

Döviz Satış

Efektif Alış

1 ABD Doları

2,2789

2,2830

2,2773

1 Avustralya Doları

1,9834

1,9964

1,9743

1 Danimarka Kronu

0,38784

0,38975

0,38757

1 EURO

2,8914

2,8966

2,8894

1 İngiliz Sterlini

3,6933

3,7125

3,6907

1 İsviçre Frangı

2,3895

2,4048

2,3859

1 İsveç Kronu

0,31289

0,31613

0,31267

1 Kanada Doları

2,0405

2,0497

2,0330

1 Kuveyt Dinarı

7,8634

7,9663

7,7454

1 Norveç Kronu

0,35198

0,35435

0,35173

1 Suudi Arabistan Riyali

0,60756

0,60865

0,60300

100 Japon Yeni

2,0757

2,0895

2,0680

1 Bulgar Levası

1,4700

1,4893

 

1 Rumen Leyi

0,65170

0,66023

 

1 Rus Rublesi

0,05734

0,05809

 

100 İran Riyali

0,00850

0,00861

 

Kasada mevcut yabancı paralar için efektif alış kurları kullanılır. Banka hesaplarında bulunan yabancı paralar ise döviz alış kuru ile değerlenir. 


                                                                                         SİRKÜLER 2014/27 

2014 Yılı Üçüncü Geçici Vergi Döneminde Yatırım İndirimi Haklarında Kullanılacak Endeksleme Oranı

35 sıra no.lu Kurumlar Vergisi Sirküleri ile 2014 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı %8,59 olarak belirlenmiştir.

Bilindiği üzere; Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 1-6’ncı maddeleri çerçevesinde 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında 31.12.2005 tarihine kadar yapılan harcamalar dolayısıyla hak kazanılan yatırım indirimi tutarlarının izleyen dönemlere devreden kısmı, yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle dikkate alınmaktadır.

Bu çerçevede, uygulamada eski hükümlere tabi yatırım indirimi hakları olarak adlandırılan bu tutarlar üçüncü geçici vergi döneminde %8,59 oranında artırılarak dikkate alınacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga 19’uncu maddesi kapsamında 08.04.2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak gerçekleşen harcamalar üzerinden hesaplanan ancak 2005 yılı kazancının yetersiz olması nedeniyle indirilemeyerek izleyen dönemlere devreden yatırım indirimi hakları ise Yİ-ÜFE’de meydana gelen artış oranında artırılmak suretiyle uygulanmaktadır. 2014 yılının ilk 9 aylık döneminde Yİ-ÜFE’de meydana gelen artış %7,24 olarak gerçekleştiğinden, söz konusu tutarlar üçüncü geçici vergi döneminde %7,24 oranında artırılarak dikkate alınacaktır.


                                                                                       SİRKÜLER 2014/28

 Anonim ve Limited Şirketlerde Yetki Sınırlamasına İlişkin İTO Duyurusu

Kamuoyunda “Torba Kanun” olarak alınan 6552 sayılı Kanunla, anonim ve limited şirketlerde yönetim ve temsil yetkisinin devri ve sınırlandırılması ile ilgili değişiklikler yapılmıştır. Temsile ilişkin konular veya para yönünden yapılacak sınırlama ile atanacak yetkiler ve bu çerçevede yapılması gereken işlemler İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü internet sitesinde duyurulmuştur. Duyuru’da, temsile ilişkin konular veya para yönünden yapılacak sınırlama ile atanacak yetkililerin mutlaka Türk Ticaret Kanunu Md. 367’ de bahsi geçen ve yetki sınırının belirlenmiş olduğu bir iç yönergenin noter onaylı suretinin tescil ve ilan edilmesi sonrasında atanabileceği belirtilmiştir.

Söz konusu duyuru aşağıda yer almaktadır.


 

                                                                                              SİRKÜLER 2014/29

 2015 Yılı Defter Onayları

2014 yılı Aralık ayıyla birlikte 2015 yılında tutulacak defterlerin açılış ve ara onayları ile 2014 yılında tutulan defterlerin kapanış onaylarının yapılacağı tarihlerin belirtilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

1-   Vergi Usul Kanunu’na Göre Tutulması Zorunlu Defterler

a-    Tüm Kurumlar Vergisi Mükellefleri ve Birinci Sınıf Tüccarlar Tarafından Tutulması Zorunlu Defterler

-Yevmiye defteri

-Envanter defteri

-Defter-i kebir

-Sadece makbuz karşılığı ve istihkaktan kesinti suretiyle damga vergisi ödeyen anonim şirketler için damga vergisi defteri

2-   Ticaret Kanunu’na Göre Tutulması Zorunlu Defterler

-Yevmiye defteri

-Defter-i kebir

-Envanter defteri

-Pay defteri (Limited şirketler dahil)

-Yönetim Kurulu karar defteri (Limited şirketlerde Müdürler Kurulu karar defteri)

-Genel Kurul toplantı ve müzakere defteri (Limited şirketler dahil)

Limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun şirket yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararlar genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilebileceği gibi ayrı bir müdürler kurulu karar defteri de tutulabilir. Müdürler kurulu karar defterinin tutulması halinde açılış ve kapanış onayları dahil olmak üzere yönetim kurulu karar defterine ilişkin hükümler uygulanır.

3-   Defterlerin Onayı

Türk Ticaret Kanununa göre tutulması zorunlu olan ve yukarıda belirtilen ticari defterlerin tamamı için onay zorunluluğu vardır. Vergi Usul Kanununa göre tutulması zorunlu defterlerin defteri kebir hariç diğerleri onaya tabidir.

4-   Onay Zamanı

a-    Açılış ONayı

-Yeni işe başlayanlar ve mükellefiyete girenlerde, işe başlama ve mükellefiyete girme tarihinden önce,

-Öteden beri işe devam edenlerde, yeni defterlerin kulalnılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar (hesap dönemi takvim yılı olanlarda Aralık ayı içinde),

-Defterlerin müteharrik yapraklarının dolması nedeniyle yenilerini kullanmak gerektiğinde işlemlerin kayda geçirilmesinin zorunlu olduğu 10, 45 ve 1 günlük süreler içinde,

yaptırılması zorunluluğu vardır.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulması gereken defterlerin de paralel şekilde kuruluş sırasında ve kullanmaya başlamadan önce, izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları ise defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar noter tarafından yapılır.

b-    Ara Onay

Defterlerini yenilemek yerine ertesi yıl da kullanmak isteyenler tarafından ilgili hesap döneminin ilk ayı içerisinde yaptırılması gerekmektedir. Türk Ticaret Kanununa göre kapanış onayına ilişkin esaslara göre;

-Kapanış onayı, yevmiye defteri ve yönetim kurulu karar defterine münhasırdır. Diğer ticari defterler kapanış onayına tabi değildir.

-Yevmiye defterinin izleyen hesap döneminin altıncı ayının sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce “görülmüştür” ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur.

-Yönetim Kurulu karar defterinin, izleyen hesap döneminin birinci ayının sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce “görülmüştür” ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması zorunludur.

-Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir.

5-   Onay Yaptırmamanın veya Zamanında Onay Yaptırmamanın Yaptırımı

a-    Türk Ticart Kanununa Göre

Türk Ticaret Kanununa göre onayı zorunlu olan defterlerin gerekli onaylarını yaptırmayanlar 4.934 TL idari para cezasıyla cezalandırılırlar.

b-    Vergi Usul Kanununa Göre

-Açılış veya ara onayının süresi geçtikten sonra izleyen ay içinde yaptırılması, ikinci derece usulsüzlük cezasını gerektirir.

-Süresinde yaptırılmadığı gibi izleyen ay da yaptırılmazsa veya daha sonra yaptırılırsa, onayın hiç yaptırılmadığı anlamına gelir ve kazancın re’sen takdiri ile iki kat birinci derece usulsüzlük cezası gerektirir.

6-   Elektronik Defter

E-defter uygulamasına 01 Ocak 2015 tarihinde başlayacak olan ve Aralık 2014 tarihinde başvuru gerçekleştirecek şirketlerin defterlerini notere onaylatmasına gerek bulunmamaktadır.

7-   2015 Yılı Haziran Ayına Kadar Yapılması Gerekenler

Kurumlar ile birinci sınıf tüccarların,

-2014 yılı Aralık ayı sonuna kadar 2015 yılında tutacakları yevmiye, kebir, envanter, pay, yönetim ve müdürler kurulu karar, genel kurul toplantı ve müzakere ve damga vergisi defterlerini notere onaylatmaları,

-2014 yılında kullandıkları defterleri 2015 yılında da kullanmak istemeleri halinde, bunların ara onayını en geç 2015 yılı Ocak ayı içinde yaptırmaları,

-2014 yılı yevmiye defterlerinin 2015 yılı Haziran ayı sonuna kadar kapanış onayını yaptırmaları,

-Yönetim ve müdürler kurulu karar defterlerine ise 2015 yılı Ocak ayı içinde kapanış onayı yaptırmaları,zorunludur.

 


                                                                                   SİRKÜLER 2014/30

 E-Defter Uygulaması Hakkında Duyuru 

Kamuoyunda e-defter uygulamasına geçiş süresinin erteleneceği beklentilerine ilişkin olarak alınan duyumlar üzerine aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Bilindiği üzere 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242 inci maddesinin ikinci fıkra hükmü uyarınca e-deftere geçmek zorunda olan mükelleflerimizin belirlenmesine ilişkin olarak 421 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Söz konusu tebliğe göre; 14.12.2012 tarihi itibariyle;

a) 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip olanlar1 ile bunlardan 2011 takvim yılında mal almış ve 31.12.2011 tarihi itibariyle 25 Milyon TL ve üzeri brüt satış hasılatına sahip olan mükelleflerin,

b) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal almış ve 31.12.2011 tarihi itibariyle 10 Milyon TL ve üzeri brüt satış hasılatına sahip olan mükelleflerin,

2014 takvim yılı içerisinde e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğunun bulunduğu kamuoyuna bildirilmiştir.

Ayrıca; e-deftere geçiş başvuru ve başlangıç tarihlerinin belirlenmesine ve uygulamaya geçişin Aralık/2014 ayına kadar ertelenmesine ilişkin olarak 26.11.2013 tarihinde 67 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır. Buna göre;

             Özel hesap dönemine tabi mükelleflerin e-deftere geçiş başvurularını 01.12.2014 tarihinden önce      yapmaları ve en geç Aralık/2014 ayı içinde e-defter tutmaya başlamaları,

             Normal hesap dönemine tabi mükelleflerden;

  • Aralık/2014 ayından önce başvuranların en geç Aralık/2014 ayından başlamak üzere;
  • Aralık/2014 ayı içinde başvuranların ise 01.01.2015 tarihinden itibaren,

 

e-defter tutmaya başlamaları gerektiği bildirilmiştir.

Elektronik Defter uygulamasına geçmek zorunda olan mükelleflerimiz aynı zamanda e-fatura uygulamasına da 01.04.2014 tarihi itibariyle geçmiş bulunduklarından, e-fatura işlemleri için kullanmakta oldukları “Mali Mühür” veya“Nitelikli Elektronik İmza” araçlarını e-defter başvurularında da kullanabilmeleri imkanı bulunmakta, dolayısı ile yeni bir mali mühür veya nitelikli elektronik imza aracı temin etmelerine gerek bulunmamaktadır.

e-Defter uygulamasına başvuru için mükelleflerimizin vergi dairesine gitmelerine veya herhangi bir birimimize dilekçeyle başvurmalarına gerek bulunmamakta; www.edefter.gov.tr internet adresinden mükellefiyetlerine ilişkin temel bilgileri girmek ve “Uyumluluk Onayı Verilen” yazılımlardan herhangi birini seçmek ve mali mühür ya da elektronik imzaları ile imzalamaları suretiyle başvurular kolaylıkla gerçekleştirilebilmektedir.

Ayrıca 2 Sıra Numaralı Elektronik Defter Genel Tebliğinde belirtildiği üzere; bir aylık döneme ilişkin defter kayıtlarının elektronik defter formatına dönüştürülmesi, mali mühürle onaylanması ve beratlarının GİB Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi için izleyen üçüncü ayın sonuna kadar süre bulunduğundan mükelleflerimiz açısından e-defter uygulamasının 01.01.2015 tarihi itibariyle ilave bir iş yükü oluşturması da beklenmemektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde; gerek Başkanlığımız gerekse de mükelleflerimiz açısından e-defter uygulamasının ertelenmesini gerektiren özel bir durum bulunmadığından, mükelleflerimizin yukarıda belirtilen zamanlarda e-defter başvurularını yapmaları ve defterlerini e-defter olarak tutmaları, vergisel ve hukuki anlamda ileride sıkıntıya düşmemeleri ve cezai işlemlere maruz kalmamaları adına büyük önem arz etmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Gelir İdaresi Başkanlığı


                                                                                     SİRKÜLER 2014/31

Kıymetli Taşlarda KDV Uygulaması ile İlgili 67 Nolu KDV Sirküleri

KDV Kanununun 17/4-g maddesinde yapılan değişiklikle daha önce işlem yerine bakılmaksızın elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, ve inci için uygulanan KDV istisnası, 11.09.2014 tarihinden itibaren sadece SPK uyarınca Türkiye’de kurulu borsalarda işlem görmek üzere yapılan ithallerde, Borsaya teslimlerde ve Borsa üyeleri arasındaki el değiştirmelerde uygulanabilir hale getirilmiştir.

Bu konuda detaylı açıklamalar 67 nolu KDV Sirküleri ile yapılmıştır.


 

                                                                                      SİRKÜLER 2014/32 

İndirimli Oranlı KDV İadesinde Son Talep Tarihi

Katma Değer Vergisi Kanununun 29/2’nci madesine göre indirimli orana tabi mal teslimi veya hizmet ifasında bulunanların, bu teslim ve ifalarla ilgili KDV yüklenimleri %1 veya %8’i teslime veya hizmete ilişkin hesaplanan KDV tutarını aşıyorsa ve indirimle giderilemeyen KDV durumu varsa, bu durum KDV iadesine konu edilebilmektedir. Söz konusu iadenin talep edilebilmesi için 2013 yılı için 17.000 TL’nin üzerinde ibr iadenin bulunması gerekmektedir.

2013 yılına ilişkin bu kapsamda yapılacak iade taleplerinin Kasım 2014 dönemi KDV beyannamesi ile yapılması zorunludur. Aksi taktirde, bu hakkın kullanımında sorun yaşanacaktır. 

E-defter, mükelleflerin yevmiye ve kebir defterlerini Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen format ve standartlara uygun olarak elektronik ortamda oluşturarak değişmezliğini ve kaynağının doğruluğunu garanti altına alarak elektronik ortamda muhafaza etmelerine imkan sağlayan bir uygulamadır.

1-   Uygulamadan Yararlanmanın Şartları

E-defter uygulamasından yararlanmanın şartları aşağıdaki gibidir:

-Gerçek kişi mükelleflerin Elektronik İmza Kanunu hükümleri çerçevesinde üretilen nitelikli elektronik sertifika veya 397 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde Mali Mühür temin etmiş olmaları,

-Elektronik defter tutulması, kaydedilmesi, onaylanmasıi saklanması ve ibrazında mükellefler tarafından kulalnılacak yazılımın uyumluluk onayı almış bir yazılım olması,

-E-defter uygulamasına başlanılacak tarihten önce Gelir İdaresi Başkanlığına başvuru yapılarak izin alınmış olması.

2-   E-Defterin Oluşturulması

Uygulama için Gelir İdaresi Başkanlığından izin alan gerçek ve tüzel kişi mükellefler yevmiye ve kebir defterlerini aylık dönemler halinde oluşturmak, beratlarını almak, e-defter dosyasını oluşturmak ve idare tarafından istenildiğinde bunları ibraz etmek üzere elektronik ortamda muhafaza etmek zorundadırlar.

Bu mükellefler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar kendilerine ait kurumsal mali mühür ile onaylayarak oluşturdukları berat dosyalarını e-defter aracılığıyla yüklemek zorundadırlar. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gerekli kontroller elektronik ortamda yapıldıktan sonra berat dosyaları onaylanarak mükellefe sistem tarafından geri gönderilmektedir.

3-   Başvuru Zamanı

2014 yılı Aralık içerisinde e-defter başvurusunu yapan mükellefler 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren e-defter uygulamasına başlayacaklardır. Kapsama giren mükellefler için son başvuru tarihinin 31.12.2014 olduğu unutulmamaldır.


 

                                                                                            SİRKÜLER 2014/33

 E-Defter Uygulamasına İlişkin Hatırlatmalar

1-   Genel Bilgi

E-defter, mükelleflerin yevmiye ve kebir defterlerini Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen format ve standartlara uygun olarak elektronik ortamda oluşturarak değişmezliğini ve kaynağının doğruluğunu garanti altına alarak elektronik ortamda muhafaza etmelerine imkan sağlayan bir uygulamadır.

2-   Uygulamadan Yararlanmanın Şartları

E-defter uygulamasından yararlanmanın şartları aşağıdaki gibidir:

-Gerçek kişi mükelleflerin Elektronik İmza Kanunu hükümleri çerçevesinde üretilen nitelikli elektronik sertifika veya 397 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde Mali Mühür temin etmiş olmaları,

-Elektronik defter tutulması, kaydedilmesi, onaylanmasıi saklanması ve ibrazında mükellefler tarafından kulalnılacak yazılımın uyumluluk onayı almış bir yazılım olması,

-E-defter uygulamasına başlanılacak tarihten önce Gelir İdaresi Başkanlığına başvuru yapılarak izin alınmış olması.

3-   E-Defterin Oluşturulması

Uygulama için Gelir İdaresi Başkanlığından izin alan gerçek ve tüzel kişi mükellefler yevmiye ve kebir defterlerini aylık dönemler halinde oluşturmak, beratlarını almak, e-defter dosyasını oluşturmak ve idare tarafından istenildiğinde bunları ibraz etmek üzere elektronik ortamda muhafaza etmek zorundadırlar.

Bu mükellefler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar kendilerine ait kurumsal mali mühür ile onaylayarak oluşturdukları berat dosyalarını e-defter aracılığıyla yüklemek zorundadırlar. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gerekli kontroller elektronik ortamda yapıldıktan sonra berat dosyaları onaylanarak mükellefe sistem tarafından geri gönderilmektedir.

4-   Başvuru Zamanı

2014 yılı Aralık içerisinde e-defter başvurusunu yapan mükellefler 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren e-defter uygulamasına başlayacaklardır. Kapsama giren mükellefler için son başvuru tarihinin 31.12.2014 olduğu unutulmamaldır.


                                                                                                                  SİRKÜLER 2014/34 

Kasa ve Ortaklardan Alacaklar Affında Son Başvuru Tarihi 31.12.2014

6552 sayılı Torba Kanunun 74’üncü maddesi ile getirilen düzenleme ile bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine; kayıtlarında yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacak tutarlarını, %3’ü oranında bir vergi ödenmesi karşılığında, kayıtlardan çıkarma imkanı getirilmiştir. Bu durumda olan mükellefler, 31.12.2014 tarihine kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltme imkanına sahiptir. Söz konusu haktan yararlanmak isteyen mükelleflerin bu tarihi kaçırmamaları yerinde olacaktır.


                                                                                                                  SİRKÜLER 2014/35 

 

6552 sayılı Torba Kanunun Yeniden Yapılandırma Başvuru ve İlk Taksit Ödeme Sürelerinin 1 Ay Uzatılmasına İlişkin 2 seri nolu Tebliğ Yayımlanmıştır

2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 6552 sayılı Torba Kanun kapsamında bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması için başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatılmıştır. Düzenleme, uzatma öncesinde başvurusunu yapmış mükellefler için de geçerlidir.

Maliye Bakanlığı tarafından 11.12.2014 tarih ve 29202 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bazı Alacakların 6552 sayılı Kanun Kapsamında Yeniden Yapılandırılmasına Dair Tebliğ (Seri No:2) yazının ekinde yer almaktadır.

BAZI ALACAKLARIN 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR GENEL TEBLİĞ (SERİ NO: 2)

Resmi Gazete No

29202

Resmi Gazete Tarihi

11/12/2014

Kapsam

 

 

11/9/2014 tarihli ve 29116 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden 24/11/2014 tarihli ve 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 30/11/2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kararnamenin eki Kararın "Başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri" başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında "(2) 6552 sayılı Kanunun 73 ve 80 inci maddelerinde yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan maddelerde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Karara göre, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde yer alan başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri bu maddede belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

Bu itibarla, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinden yararlanmak için başvuru süresi 31 Aralık 2014 tarihi bitimine, bu maddeye göre yapılandırılan alacaklara ilişkin ilk taksit ödeme süresi ise peşin ödeme seçeneği tercih edilmiş olanlar dahil (31 Ocak 2015 tarihinin tatile rastlaması nedeniyle bu tarihi izleyen ilk iş günü olan) 2 Şubat 2015 tarihine uzatılmıştır.

Diğer taraftan, bu Karar kapsamında başvuru ve ödeme süresi uzatılan alacaklar ile ilgili olarak anılan Kararnamenin yayımı tarihinden önce Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunanların, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yapacakları ilk taksite ilişkin ödeme süresi de (peşin ödeme seçeneği tercih edilmiş olanlar dahil) yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde 2 Şubat 2015 tarihine uzamıştır.

Bununla birlikte, 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin yedinci fıkrasına göre taksit ödeme süresince mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk edecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisini vadesinde ödeme şartına yönelik herhangi bir süre uzatımı söz konusu olmayıp, ilk taksit ödeme süresi başlangıç tarihi olan 1 Aralık 2014 tarihinden itibaren başlayan bu yükümlülüğün anılan fıkrada öngörüldüğü şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.

Tebliğ olunur.

İçerik ile ilgili dosyalar

TÜM HABERLER
26  Nisan  2024
Vefat ve Başsağlığı
HABERİ OKU
25  Nisan  2024
MICE Turizmi İhtisas Başkanlığı’nın Aylık Toplantısı, TÜRSAB Genel Merkezimizde...
HABERİ OKU
25  Nisan  2024
TÜRSAB Heyetimiz, 'Meksika Turizm Tanıtım Etkinliği'ne Katıldı
HABERİ OKU
25  Nisan  2024
İran İslam Cumhuriyeti Heyeti, Kuzeydoğu Anadolu Bölge Başkanlığımızı Ziyaret E...
HABERİ OKU
24  Nisan  2024
TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanlığı Aylık Toplantısı Gerçekleştirildi
HABERİ OKU
24  Nisan  2024
Turistik Diyarbakır Ekspresi, Tarihi Ankara Garı'ndan İlk Seferine Başladı
HABERİ OKU
24  Nisan  2024
Medine Umre ve Ziyaret Forumu Başladı
HABERİ OKU
22  Nisan  2024
TURSAV Heyetimiz, TÜRSAB Turizm ve Meslek Lisesi’nde Bir Toplantı Gerçekleştird
HABERİ OKU
TÜM DUYURULAR
26  Nisan  2024
Müze ve Ören Yerlerinin Turizm Sezonunda Ziyaret Saatlerinin Uzatılması Hakkınd...
HABERİ OKU
25  Nisan  2024
59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ve Uluslararası İstanbul Yarı Marato...
HABERİ OKU
25  Nisan  2024
Enformasyon Memurluğu Yabancı Dil Online Yazılı Sınavı Hakkında Duyuru
HABERİ OKU
22  Nisan  2024
"İstanbul Turizm Fuarı" Hakkında Duyuru
HABERİ OKU
19  Nisan  2024
Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) Tarafından Başlatılan Batı Karadeniz'i Ke...
HABERİ OKU
19  Nisan  2024
Turist Rehberliği Meslek Kanunu’ndaki Değişikliklere İlişkin Önemli Duyuru
HABERİ OKU
19  Nisan  2024
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında Uygulanacak Ziyaret Hizmetleri Ha...
HABERİ OKU
18  Nisan  2024
Enformasyon Memurluğu Turizm Bilgisi Sınavı Hakkında Önemli Duyuru
HABERİ OKU